Çakralar ve Aromaterapi

Çakralar ve Aromaterapi

Homemade Aromaterapi’yi ziyarete gelen müşterilerimize, vücutlarının en çok hangi bölgesinde dengeye ihtiyaçları olduğunu belirlemeye yardımcı olan bir test yapıyoruz.

Yedi ayrı renkten oluşan çakra kartlarıyla yaptığımız ve o anda kalbinizden geçen, elinizin gittiği kartı çekmenizi istediğimiz bu minik test, şaşmaz bir doğrulukla, enerji dengesine en çok ihtiyacımız olan bölgeyi bize gösteriyor. Sarkaç, kas testi veya enerji seansı sırasında baksak da aynı sonucu alacağınıza emin olabilirsiniz.

Aromaterapi; bitkilerin, kabuk, yaprak, çiçek, meyve, tohum, sap, kök gibi farklı yerlerinden çeşitli yöntemlerle elde edilen güzel kokulu yağlar aracılığıyla ruh-beden-zihin dengesi kurmayı amaçlar.

Beş duyu organımız içerisinde bilinçaltımızı uyaran tek duyu koku duyumuz olup, bunun aracısı da uçucu yağ dediğimiz (uçucu yağların gerekli uyarıyı yapabilmesi için % 100 saf olduğundan emin olmanız gerekir) aromaterapik kokulardır.

Bilinçaltını uyarmanın, temizlemenin ne kadar zor ve uzun bir süreç olduğunu hepimiz biliyoruz ama kokuların, beynimizin karmaşık sisteminden geçmeden, direkt limbik sistemi uyararak, biz farkında bile olmadan bu dengeyi sağlıyor olması tabiatın bize sunduğu mucizelerden biridir ve biz de bu değerli bilgiyi çakra dengesini tekrar kurmak için kullanıyoruz.

Vücudumuzdaki yedi enerji merkezini (çakralar); bedenimizi, zihnimizi ve bilinçaltımızı uyararak dengeye getirmemize yardım eden farklı uçucu yağlar vardır. Bu uçucu yağları bir sabit yağ ile karıştırıp, ilgili çakra bölgesini masaj yoluyla uyarabilir, bunu parfüm yaparak sürebilir ve/veya saf halini vücudumuza değdirmeden, koklayabilir, yastığımıza damlatabilir, buhurdanlıkta su ile karıştırarak yakabilir yani soluyabiliriz.

Çok kısa olarak çakraların üzerinden gidecek olursak…

1. Çakra – KÖK ÇAKRA:
Maddi dünya ile olan bağlantı merkezimizdir.
Kırmızı – Toprak – Koku duyusu
Omurga, Kemik, Dişler, Tırnaklar, Makat, Düz ve Kalın Bağırsaklar, Prostat, Kan ve Hücre yapımı
Böbreküstü Bezleri (Tepki mekanizması / Isı dengesi)
Aromaterapik Yağ: Sedir / Karanfil / Zencefil

Düşünceler ve eylemler, maddi sahip olma, güvenlik, iyi yiyecek ve korku etrafında döner. Kabızlık ve şişmanlık olabilir ya da tam tersi zayıf olmaya eğilim gösterirsiniz ve maddi ve duygusal direnciniz yoktur. Yaşamdaki her şey sizi endişelendirir. Dünyadaki yaşam yük gibi gelebilir. Hele bir de üst çakralarınız fazlasıyla açık ise bu dünyaya ait olmama hissi ile ayaklarınız yerden kesilir.

2. Çakra – SAKRAL ÇAKRA:
Cinsel enerjilerin ve yaratıcılığın merkezidir
Turuncu- Su – Tat alma duyusu
Üreme Organları, Böbrekler, Mesane, Kan, Lenf, Mide suyu,
Sperm ve Leğen kemikleri
Yumurtalık – Prostat (erkek/dişi özellikleri/adet döngüsü)
Aromaterapik Yağ: Ylang-Ylang / Sandal Odunu

Mükemmel ilişki arayışı ya da çocuklukta yeterince dokunulmama nedeniyle tensel temastan rahatsız olma, yaşamı kasvetli ve yaşamaya değer görmeme olarak kendini gösterir.

3. Çakra – GÜNEŞ SİNİRAĞI ÇAKRASI

Duygusal enerjimizi de yaydığımız güç merkezimizdir. İnsanlarla iletişime girme yeteneğimiz bu merkezden kontrol edilir. İçimizde parlamasına izin verdiğimiz ışığın miktarını belirler.

Sarı – Ateş – Görme
Sırtın altı, Karın, Sindirim Sistemi, Mide, Karaciğer, Dalak, Safra Kesesi, Otonom Sinir Sitemi
Pankreas (Karbonhidrat mekanizması/İnsülin)
Aromaterapik Yağ: Lavanta / Biberiye / Bergamot

Her şeyi kendi dilediğiniz gibi yönetmek istersiniz, Kendi içinizde bulamadığınız tatmini dış dünyada arayıp, her an aktif olma dürtüsü geliştirirsiniz ya da kendinizi çoğu zaman üzgün ve kırgın hissedersiniz. Her yerde arzularınıza ulaşmanızı önleyen engeller görürsünüz.

4. Çakra – KALP ÇAKRASI

Kalbin esnekliğini, ilişki kurma, dokunma yeteneğinin merkezidir. Tüm çakra sisteminin merkezidir. Amacı sevgi yoluyla tam birleşmeye ulaşmaktır.

Yeşil / Pembe – Hava – Dokunma
Kalp, Sırtın yukarısı, Göğüs, Göğüs Boşluğu, Ciğerlerin alt bölgesi, Deri, Kan ve Dolaşım Sistemi
Timüs (Büyüme / Bağışıklık Sistemi) Aromaterapik Yağ: Gülyağı

Şefkat ve yumuşaklıktan rahatsız olmak, kendine başkalarının sevgisine ihtiyacı olmadığını söyleyip, zırh geliştirmek ya da tam tersi yaralanmalara karşı çok duyarlı ve başkalarının sevgisine karşı çok bağımlı olma. Sevgi eksikliğini kapatmak için aşırı arkadaş canlısı davranmak ve her zaman başkalarına yardım etmeye çalışmak.

5. Çakra – BOĞAZ ÇAKRASI
İfade, iletişim ve esin yeteneğinin merkezidir.
Mavi – Esir – İşitme
Boyun, Boğaz, Çene, Kulaklar, Ses, Soluk Borusu, Bronşlar, Ciğerlerin üstü, Yemek Borusu, Kollar
Tiroid (Metabolizma Hızı /Kalsiyum Dengesi)
Aromaterapik Yağ: Adaçayı / Okaliptüs
İçimizde canlı olan her şeyi ifade etmemizi sağlar.

Duygularını yansıtmakta zorluk, kalbinden geçeni ağından çıkaramamak. İç sesimizi dışa vuramamak. Kendini gösterme ve ifade etme yeteneğini engeller. Sessiz ve utangaçsınızdır. Derin düşünce ve duyguları ifade etmeye çalıştığınızda boğazınız düğümlenir ve sesiniz zorlukla çıkar ya da tam tersi, ağzımızdan çıkanı kulağımız duymayabilir, aklımıza geleni anında ağzımızdan çıkarır, karşımızdaki kişilere karşı kırıcı olabiliriz.

6. Çakra – ÜÇÜNCÜ GÖZ ÇAKRASI

Yüksek zihinsel güçlerimizin, entelektüel kapasitemizin, hafızamızın, irademizin ve bilince ulaşmanın merkezidir.

Lacivert – Duyu dışı algılama
Yüz, Gözler, Kulaklar, Burun, Sinüsler, Beyincik, Merkezi Sinir Sistemi
Hipofiz (Salgı Bezlerinin birbiri ile uyumlu çalışmasını sağlar)
Aromaterapik Yağ: Nane / Yasemin

Yaşamınızı akıl ve düşünceyle belirleme. Hayatta sadece akılcı zihinle algılayabildiğinizi kabul edersiniz. Ruhsal iç görüyü reddetme. Kabul edeceğiniz tek gerçek dışarıdaki görünen dünyadır. Ruhsal gerçekleri reddedersiniz.

Fazla analitik olma, her şeyi en ince detayına kadar düşünme, zihnimizin her an düşüncelerle dolu olması, zihni durduramama.

7. Çakra – TAÇ ÇAKRA
İlahi ile olanla iletişim merkezimizdir.
Mor, Saf ‘oluş’
Beyin, Epifiz
Aromaterapik Yağ:Günlük Uçucu Yağı
Tüm çakra enerjilerinin kaynağı ve başlama noktasıdır. Bu çakra açıldığında diğer altısında kalan tüm tıkanıklıklar da çözülür ve enerjileri en yüksek frekansta titreşir.

Kendimizi bolluktan ve bütünlükten ayrı hissederiz. Belirsizlik ve amaçsızlık duygusu bizi sarar. Ölüm korkusu hissederiz. Aşırı uykudan dur durak bilmeyen hareketliliğe geçeriz. Kendimizi vazgeçilmez kılmak için yeni sorumluluklar alırız.

Hayatı daha kolay yaşayabilmenin sırrı, olaylar, insanlar ve öncelikle de kendimizde, görüneni değil de görünenin altındakini bilebilmekte, farkında olabilmekte galiba. En iyi tanıdığımızı sandığımız kişiyi yani kendimizi bile, egomuzun izin verdiği kadarıyla tanıyabiliyoruz ancak. Hep aynı tarz insan ve olay döngüleriyle karşılaştıkça ve bunlara hep aynı davranış biçimiyle direnmeye devam ettikçe, üzülüyor, kırılıyor, inciniyor, haksızlığa uğradığımız düşüncesiyle kıvranıyor, sonunda da kendi kendimize dayanamaz hale gelince, sınırlarımız iyice zorlanınca, gerçekten sonuna gelince, bir şey oluyor ve birden ‘mecburen’ biliyoruz. İşte yaş almakla ilgili en sevdiğim şey de bu oldu.

Herkesin, kendiyle ilgili görmesi, öğrenmesi gerekeni hızlıca bilebilmesi niyetiyle…

Aslı San Bilgin